13 Mayıs 2012 Pazar

BURDUR

BURDUR


İNSUYU MAĞARASI


Burdur Antalya karayolu üzerinde bulunan İnsuyu Mağarası içindeki rahat yürüme patikaları, ses ve ışık düzenlemesi ile ziyaret edebileceğiniz güzel yerlerden biri.
 Mağara girişindeki harita üzerinde Büyük Göle kadar patikalar verilmiş. Türkiye\'nin turizme açılmış ilk mağarasıdır İnsuyu Mağarası. 1965 yılında Vali Vefik kitapçıgil ve mağaracılık Araştırma Cemiyeti Başkanı Dr. Temuçin Aygen ve Jeolog M. Nihat Çoşkun\'un çabaları ile turizme açılmış.



BURDUR KEMER



BURDUR GÖLÜ

Burdur GölüGöller Bölgesi göllerinden Burdur ve Isparta illeri arasında yer alan bir göldür. Göl büyüklüğü açısından Türkiye'de yedinci sıraya sahiptir.
Burdur Gölünün suyu tuzludur. Son yıllarda gölü besleyen akarsuların göle ulaşmaması ve gölün buharlaşma ile su kaybetmesi tuzluluk oranını artırmıştır. Göl denizden 2 kat daha fazla tuzludur. Bu tuzluluk oranına rağmen gölde yaşamaya adapte olmuş Burdur dişli sazancığı(Aphanius sureyanus)dünyada sadece Burdur Gölünde yaşamakta ve Gölün yok olmasıyla birlikte nesli tehlike altına girmiştir. Bununla birlikte nesli küresel ölçekte tehlike altında olan dikkuyruk ördeğinin(Oxyura leucocephala) dünya populasyonunun büyük bir bölümü kışlamak için gölü kullanmaktadır. Gölün su seviyesi 1970 yılından beri düşüşe geçmiştir. Bunun en önemli nedeni tarımsal sulama amacıyla plansız bir şekilde gölü besleyen akarsular üzerine inşa edilmiş baraj ve göletlerdir. 

KAYNAK:

http://www.resimler.tv/resim5400.htm

http://www.kesiflerdunyasi.com

http://tr.wikipedia.org/wiki/Burdur_G%C3%B6l%C3%BC

1 Mayıs 2012 Salı

TRABZON

TRABZON

SÜMELA MANASTIRI
Trabzon’da dini yapıtlar içerisinde en tanınmış olanı Sümela Manastırı’dır. Maçka ilçesinin Altındere Milli Parkı’ndan geçilerek, Trabzon’a 45 km. uzaklıkta bulunan ve Karadağ üzerinde doğal mağaradan da yararlanılarak teraslar üzerine inşa edilmiş bir dinsel yapıttır. Manastıra zikzaklar çizerek zorlu bir tırmanıştan sonra ulaşılabilmektedir. Kuruluş hikayesi M.S. 4. yüzyıla dayanan manastırın ilk temeli, Atinalı keşiş Barnabas ile yeğeni Sopherenios tarafından atılmıştır. Karadağlar’ın en dik yamacına çıkan keşişler burada iki oda kurmuşlar, keşişlerin ölümünden sonra burası Hıristiyanlarca kutsal tapınak olarak kabul edilmiştir. 13. yüzyılda Komnenoslar döneminde Sümela Manastırı genişletilmiş ve onarılmıştır. III. Aleksios zamanında ise bugünkü manastır 72 oda ve büyük bir kitaplık ile yeniden yaptırılmıştır. Daha sonra duvar freskleriyle süslenen manastır, Osmanlı döneminde manastıra gelir sağlaması için vakıfa verilmiş, haklarının korunması için fermanlar çıkartılmış, özellikle 19. yüzyılda kütüphane, misafirhane gibi ek bölümlerle genişletilmiştir. Günümüzde koruma altına alınan manastırda mağara kilisesi yapıların çekirdeğini oluşturmaktadır. 14. ve 15. yüzyıldan fresklerle İsa ve Meryem’in yaşamından sahneler betimlenmiştir. Manastırın ikinci bölümü keşiş odalarından, salonlarından, kitaplıklarından, kilerlerinden, erzak depolarından ve tuvaletlerinden oluşmaktadır


UZUNGÖL




VAZELON MANASTIRI
Maçka ilçesine 14 km., Trabzon’a 35 km. mesafede, çam ormanları içerisinde yer alan manastıra, 10 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabilmektedir. Aziz Yohannes’e adanan Vazelon Manastırı’nın ilk kurucusu ve yapım tarihi bilinmemektedir. Bununla beraber bazı araştırmacılar M.S. 270 ve M.S. 317 tarihleri üzerinde durmaktadır. İmparator Iustinianus zamanında 565’de onarılmış, 644-702 arasında da büyük onarımlarla yapılmış bazı eklerle genişletilmiştir. Batıdan girilen manastırın sağır duvarlı birinci katına batısından merdivenle çıkılmakta ve buradan da küçük hole ulaşılmaktadır. Girişin iki yanında koridorlar ve çevresinde üçerden altı oda yer almaktadır. Eski manastırın büyük bir yemek salonu, mutfak, yemekhane bölümleri vardır. Bunların yanında tonozlu sarnıç ile üç nefli Bizans bazilikası bulunmaktadır. Kilisenin kuzey düz duvarındaki fresklerde son hüküm, cennet-cehennem konuları işlenmiştir. 


ZAĞNOS PAŞA KÖPRÜSÜ

Zağnos Paşa Köprüsü, fetihten hemen sonra 1467 yılında Trabzon Valisi Zağnos Paşa tarafından yaptırılan bu köprü eski şehrin batıya açılmasını sağlamıştır.

KAYNAK:



27 Nisan 2012 Cuma

AYDIN

AYDIN

AMYZON ANTİK KENTİ
Aydın'ın Koçarlı ilçesinin 30 kilometre güneyinde Gaffarlar köyünde bulunan ve 'Mazın Kalesi' olarak anılan Amyzon, Herakleia, Euromos ve Khalketor gibi üç büyük Karya kentinin ileri karakolu olarak biliniyor.



DİLEK YARIMADASI

Dilek Yarımadası Aydın il sınırları içinde Mykale Dağı'nın Ege Denizi'ne uzandığı son noktada yer alan ve yaklaşık 20 km uzunluğunda ve ortalama 6 km genişliğindeki yarımada.
10.985 hektarı 1966 yılında milli park alanı ilan edilmiş olup, Büyük Menderes Nehri Deltası'ndan yer alan 16690 hektarlık bir alan 1994 yılında aynı milli parka ilan edilmiştir. Toplam 27.675 hektarlık bir alan bir arada "Dilek Yarımadası - Büyük Menderes Deltası" Milli Parkı şeklinde anılır.




KUŞADASI


Kuşadası jeopolitik konumu sayesinde her yıl yüz binlerce turisti ağırlar. Efes harabelerine ve Meryem Ana’ya yakınlığı sayesinde yabancı turistlerin de gözdesi konumunda. Kuşadası Tarihi linkine tıklayarak Kuşadası’nın tarih kitaplarında ki tanımına ulaşarak Kuşadası’nda iken gezdiğiniz ve baktığınız yerler hakkında kısa bilgiler edinebilirsiniz. Günümüzde hala ayakta kalan
Kuşadası mimari eserleri ve nereleri mutlaka gezmeniz gerektiğini anlatan yazı içinde
Kuşadası gezilecek yerler linkini tıklamanız yeterlidir. Kuşadası ekonomik alanda da cevre tatil yörelerine göre daha uygun fiyatlar vardır. Hem otel fiyatları hem de gıda fiyatları her hangi bir Anadolu şehrinden hiç farklı değildir.





SAPLI ADA


Tepeden bakınca limana bir kaşık gibi uzanan görüntüsüyle muhteşem bir manzarayı gözler önüne seren Saplı Ada Akbük'ün simgelerinden biri.

SİT alanı olarak koruma altına alına Saplı Ada'nın ilginç bir yapısı var. M.Ö. 1500'lü yıllarda Ege Denizi'nde meydana gelen çok büyük bir volkan patlaması sonucu etrafa saçılan küllerin birikimi ile oluşmuş. Günümüzde hala bu kül katmanını görmek mümkün. Adaya ulaştığınızda toprağın birkaç santim altına bakın; bu kül tabakasını göreceksiniz.

Akbük Koyu'nun yaklaşık 100 metre açıklarında yer alan adaya yürüyerek de ulaşabiliyorsunuz. Suların çekildiği zamanlarda ada ile kıyı arasında su yüksekliği dizlerinizde oluyor. 

Ayrıca bir rivayete göre adadan 10 çakıl taşı toplayanın ömrü 10 yıl uzuyormuş. 

Saplı Ada muhteşem güzelliği ile Akbük'ün en önemli parçalarından biri.








KAYNAK:
http://aydin.neredekal.com/gezilecek-yerler-tarihi-mekanlar/
http://www.1resim.com/dilek-yarimadasi.html
http://www.neredekal.com/blog/Sapl%C4%B1-Ada/


19 Nisan 2012 Perşembe

ESKİŞEHİR

ESKİŞEHİR

SEYYİT BATTAL GAZİ TÜRBESİ
Seyit Battal Gazi'ye ithafen yapılmıştır. Anadolu'nun Bizans İmparatorluğu egemelliği altında bulunduğu M.S. 700 yıllarında, İslamiyet henüz Anadolu içlerine yayılmamıştı. İslamiyeti kabul etmiş olan Emeviler doğudan sık sık Bizans'a karşı Anadolunun içlerine akın yaparak Anadolu'yu ele geçirmek ve islamiyeti yaymak istemişlerdir.
720-740 yıllarında sıklaşan bu akınlardan birinde Seyyit Battal Gazi lakabı ile anılan bu efsaneleşmiş bu halk kahramanı bu gün Seyitgazi ilçesinin bulunduğu Mesih kalesi olarak bilinen bölgede 720 yılındaşehit düşmüştür. Bizans'a karşı yapılan savaşlarda büyük kahramanlıklar gösteren ve İslamiyetin Anadoluya yayılmasında büyük katkısı olan, yıllar yılı nesilden nesile kahramanlıkları anlatılan Seyyit Battal Gazi adına 1207-1208 yıllarında Anadolu Selçuklu sultanı I. Alaeddin Keykubad'ın annesi Ümmühan Hatun tarafından türbe ve cami yaptırılmıştır.
Daha sonra Ümmühan Hatun içinde burda iki katlı eyvan biçiminde bir türbe eklenmiştir. Osmanlı devletinin kuruluş ve gelişme dönemlerinde külliye halini almıştır.
YUNUS EMRE KÜLLİYESİ VE TÜRBESİ

Eskişehir’e bağlı, Mihalıççık İlçesi Yunus Emre Beldesi’nin (Sarıköy) kuzeydoğusunda Eskişehir-Ankara demiryolunun hemen güneyindedir. Yunus Emre’nin ilk mezarı 13.yüzyıla ait olup, demiryolu bitişiğinde dikdörtgen planlı taşlardan, 1,5 - 2 m. yüksekliğinde avlu duvarları içindedir. 13.yüzyılda yaşamış olan Yunus Emre, Yunan İşgalinde yıkılan ilk mezarından 1949 yılında alınarak bir törenle poryum üzerindeki ikinci mezarına, 1970 yılında da üçüncü mezarına nakledilmiştir. Üçüncü mezarı 13.yüzyılda Selçuklu mimarisini andıran 8 sütunlu, kemerli, etrafı açık sekizgen bir mekan türbe halindedir. Yunus Emre tüm insanları sevgiye, birlik ve beraberliğe çağıran halk aşığıdır. Mezar taşının ön cephesinde yazılı olan “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” sözlerinde Yunus Emre’nin yaşam felsefesi özetlenmektedir.Türbede mezarın dışında çeşme, müze, cami, minare, şadırvan, kültür evi ve Yunus Emre’nin bir heykeli bulunmaktadır.


NASREDDİN HOCA EVİ





PORSUK ÇAYI








KAYNAK


14 Nisan 2012 Cumartesi

MUĞLA

MUĞLA

DATÇA

Tarihi ve doğal dokusu bir yana oksijen yönünden ilk üçe giren bir yarımada bu yüzden yabancıların tatil için değil yaşamak için seçtikleri özel bir belde, dingin bir yaşam isteyen nice insan yaşamış ve yaşamaya devam ediyor..
Tertemiz plajlar ve koyları ile Datça tam bir Akvaryum cennetidir.Tertemiz sularında ve mavi bayraklı koylarında deniz keyfi bir başka çıkıyor .İlçede 7 mavi bayraklı plaj bulunmakta ve diğer tüm noktalarda da aynı gönül rahatlığı içinde deniz keyfi yaşamak mümkündür. Badem ve zeytin ağaçları ile meşhurdur. 


DALYAN

Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı bir belde olan Dalyan, milyonlarca yıldan beri sürmekte olan tektonik hareketler sonucunda oluşan Dalyan deltası ile dünyanın ender ekosistemlerinden birisi. Doğusunda ve batısında ormanlarla kaplı dağlar ile sınırlanan Dalyan Deltası, Köyceğiz Gölü'nü denize bağlayan 12 kilometre uzunluğundaki kanalda sazlıklarla inanılmaz güzellikte bir labirent görünümünde.
Dalyan Kanalı'nın denize ulaştığı yerde İztuzu Plajı bulunuyor. İztuzu Plajı yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda ve gel-git akıntılarından dolayı plajda kum sürekli yer değiştiriyor. Plaj, dünyaca ünlü caretta-carettaların üreme alanı olma özelliğine sahip. Dalyan'a gelen turistler, Kaunos Antik Kenti'nin uzantısı olan ve halk arasında ''Kral Mezarları'' olarak bilinen 167 kaya mezarını da ziyaret ediyorlar.

KELEBEKLER VADİSİ
Kelebekler Vadisi, Fethiye'nin Ölüdeniz beldesi sınırları içinde doğal bir hazine. Sahip olduğu endemik türler sayesinde dünya mirası olarak korunması önerilen 100 dağdan biri olan Babadağ'ın eteklerinde bulunan Kelebekler Vadisi, 8 Şubat 1995'de birinci derecede doğal sit ilan edildi ve her türlü yapılaşmaya kapatıldı. 350 metreye ulaşan sarp kayalık duvarlarla çevrili vadi, ismini barındırdığı 80'den fazla kelebek türünden ve özellikle kaplan kelebeğinden alıyor. Kaynağı Faralya köyünde bulunan ve 50 metre yükseklikten dökülen şelale, Vadi'nin ortasından geçen bir dere ile Akdeniz'e ulaşıyor.
Kelebekler Vadisi'ne ulaşım Ölüdeniz'den kalkan teknelerle sağlanıyor. Uzunyurt köyünden bir patika ile ulaşılan vadide ipli tırmanış rotaları ve değişken yüzeyi nedeniyle tatilcilere rehber eşliğinde yöreye gitmeleri öneriliyor. Fethiye'deki Ölüdeniz kumsalı ise 2006 yılında dünyanın en güzel kumsalı seçildi. Likyalılar'da ''ışık ve güneş diyarı'', Ortaçağ'da ise ''Uzak diyar'' diye adlandırılan Ölüdeniz, Teke Yarımadası'da bulunur. Adı gibi durgun bir göl niteliğindeki Ölüdeniz, Ege'de mutlaka görülmesi gereken yerlerden.










KAYNAK
http://www.internetresim.net/datca-mugla
http://www.salgit.com/turkiye-resimleri/mugla-dalyan-2_156.html

3 Nisan 2012 Salı

KAHRAMANMARAŞ

KAHRAMANMARAŞ



MARAŞ KALESİ

Kentin ortasında, yığma bir tepe üzerinde bulunan kale Hitit, Roma ve Osmanlı dönemlerinde kullanılmış ve çeşitli devirlerde onarımlar görmüştür.







ULU CAMİİ
Ekmekçi Mahallesinde bulunan camideki kitabede Sultan Kansu Gavri zamanında Dulkadirli Alâüddevle tarafından kurulduğu yazılıdır. Ahşap çatısı ve ahşap sütunları ile, 11. yy. ahşap cami örneklerinin özelliğini taşımaktadır.




 CEYHAN KÖPRÜSÜ
Kahramanmaraş’a 10 km. uzaklıkta bulunan Ceyhan (Göksu) Köprüsü, Ceyhan Nehri’nin üzerindedir. Köprünün ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Buradaki eski bir köprünün temelleri üzerine Fatih Sultan Mehmet zamanında, XV.yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır. 



ESHAB-I KEHF MAĞARASI
Eshab-ı Kehf , “mağara arkadaşları” anlamına geliyor. Rivayete göre tüm semavi dinlerce kabul gören Yedi Uyurlar’ın 300 yıl uyuduğu mağara burada. Eshab-ı Kehf, İslam ve diğer semavi dinlerce onaylanan bir muçize olarak gösteriliyor.
Kahramanmaraşlılar için Eshab-ı Kehf’in Afşin’de olduğunu kanıtlamak çok önemli. Çünkü Kuşadası ve Tarsus’ta da birer Yedi Uyurlar mağarası mevcut. Üçü de Kuran-ı Kerim’deki Kehf suresinde belirtilen işaretler doğrultusunda “esas” Yedi Uyurlar’ın kendi yerleşimlerinde olduğunu ileri sürüyor.
Miladi 65 yılında, 6 genç, Hz. İsa’nın havarilerinden Yuhanna’nın hristiyanlığa çağrısını kabul ederler. O zamanki adı Efsus olan Afşin’in zalim, halkı kendisine ve putlara tapmaya zorlayan kral Dakyanus’un zulmünden kaçarlar. Yolda kendilerine bir çoban ve Kıtmir isimli köpeği katılır. Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayuş isimli yedi genç, bir mağaraya sığınırlar. 300 yıl süren bir uykuya yatırlar. Uyandıklarında, içlerinden birini kente yiyecek almaya gönderirler. Bu arada Kral Theodus hristiyanlığı kabul etmiştir, ama Dakyanus döneminin parasıyla alışveriş etmesinden kuşkulanan halk genci mahkemeye çıkarır. Genç durumu anlatır, kanıtlamak içinde halkı mağaraya getirir. Önden gidip arkadaşlarına durumu anlatacağını söyler, mağaraya girer ve sır olur. 




YAVŞAN YAYLASI
Sır baraj gölünün güneyindeki yükseltiler üzerinde yer alan, zengin orman dokusu ve su kaynakları ve endemik bitkileri ile, öncelik alan doğal bir kaynaktır. Yükseltisi 1300 metreye ulaşmaktadır. Yavşan Yaylası, kampçılık ve iklim kürleri açısından il düzeyinde önemli bir kaynaktır. 




ULUDAZ YAYLASI
Uğurböceği safari
Şehir merkezine 65 kilometre uzaklıkta, Büyüksır Köyü’ne çok yakın olan Uludaz Dağı, fotoğraf tutkunları ve doğal hayat gözlemcilerinin uğrak yeri. Halk arasında “uç uç böceği”, “gelin böceği” de denilen uğur böcekleriyle kaplı. Coccinella semptempuctata, diğer adıyla “yedi noktalı uğur böceği” adeta bir bulut gibi kaplıyor Uludaz dağını. Yaprak bitleri, beyaz sinek ve trips ile besleniyorlar. Kışın kalabalık gruplar halinde kış uykusuna yatıyorlar. Gevşek bir ağaç kabuğunun altında, kuytu bir yerde 50-100 uğurböceğine birden rastlayabiliyorsunuz. Yaz geldiğinde sürüler halinde uçuşmaya başlıyorlar. Uygun mevsimlerde Uludaz Dağı’na yapılacak doğa turları bile Maraş’ın adını duyurmaya yeter.

















KAYNAK:

http://www.turkish-media.com/forum/topic/179891-kahramanmaras-kalesi/

http://www.kenthaber.com/akdeniz/kahraman-maras/merkez/Rehber/kopruler/ceyhan-koprusu

http://www.kahramankentli.com/kahramanmarasin-gezilecek-yerleri

30 Mart 2012 Cuma

EDİRNE

EDİRNE


SELİMİYE CAMİİ
Selimiye Camii Edirne'de II. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdığı cami. Sinan'ın 80 yaşında yaptığı ve "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii gerek Mimar Sinan'ın gerek Osmanlı mimarisinin en önemli baş yapıtlarından biridir.

Caminin kapısındaki kitabeye göre yapımına 1568 (Hicri:976) yılında başlanmıştır. Caminin 27 Kasım 1574 Cuma günü açılması planlanmışsa da ancal II. Selim'in ölümünün ardından 14 Mart 1575'te ibadete açılmıştır.[4] Bugün şehrin merkezinde bulunan caminin yapıldığı alanda inşasına I. Murat döneminde başlanan, sonradan Yıldırım Bayezid'in geliştirdiği Edirne'nin ilk sarayı (Saray-ı Atik) ve Baltacı Muhafızları Kışlası bulunmaktaydı. Evliya Çelebi bu alandan Kavak Meydanı diye bahsetmiştir. Cami açık havalarda Rodop Dağları'ndan ve Uzunköprü'nün Süleymaniye köyünden görülebilmektedir.







 GALA GÖLÜ







 MERİÇ NEHRİ

 MERİÇ NEHRİ

Balkanlar'ın en büyük nehirlerinden biri olan Meriç






II. Bayezid Külliyesi
 Edirne'de tarihi külliye. İkinci başkent konumundaki Edirne'yi darüşşifaya kavuşturmak amacıyla Sultan II. Bayezid tarafından1484-1488 yıllarında Mimar Hayreddin'e yaptırılmıştır.
Külliye Edirne şehir merkezine 2 km uzaklıkta Tunca Nehri kıyısında yer alır. Bir cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, erzak depoları ve diğer bölümlerden oluşur. Camii dışındaki yapıları, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1984 yılında Trakya Üniversitesi'ne devredilmiştir. Bir süre Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksekokulu'nun Restorasyon ve Duvar Süsleme Bölümleri burada eğitim öğretimini sürdürmüştür[1].
İkinci Bayezid Camii, 20,55 m çapında tek bir kubbesi ve iki minaresi olan anıtsal bir yapıdır[2]. Yanlarında dokuzar kubbeli, kapıları dış yöne açılan tabhane (kitap basımevi) bölümleri bulunur. Hünkâr mahfili mermerden ve oldukça zariftir, mihrap ve minber sade bir üslüpta yapılmıştır.
Külliyenin içindeki Darüşşifa ve Tıp medresesi Sağlık Müzesi olarak hizmet verir.





KAYNAK